Çakıl ve Barış'ın Arkadaşlığı

Büyük bir ormanın içinde yeşilliklerin arasında yaşayan bir kaplumbağa varmış. Bu kaplumbağanın adı Çakıl’mış. Çakıl’ın ormanda çok önemli bir görevi varmış. Bu görev çam ağaçlarından dökülen kozalakları ağaç olmayan yerlere taşımak ve kozalakların içindeki tohumun oralarda çimlenip ağaca dönüşmesini sağlamakmış. Çakıl’ın annesi, babası, dedeleri ve büyük büyük dedeleri hayatları boyunca bu görevi yerine getirmişler ve bu kaplumbağa ailesi sayesinde orman sürekli büyüyormuş. Çakıl da ailesinden devraldığı bu görevi büyük bir zevkle sürdürüyormuş. Çakıl her sabah erkenden uyanır, kahvaltı için taze ve lezzetli yapraklar arar, bulduğu taze yaprakları afiyetle yer ve hemen işe koyulurmuş. Çakıl çok yavaş yürüyebildiği için sabahtan akşama kadar ancak bir tane kozalağı ormanın dışına kadar taşıyabiliyormuş. Çakıl bir gün ormanda yürüyüş yapan bir insanla karşılaşmış. Bu insan çakılın karşılaştığı ilk insanmış. Bu insanın ismi Barış’mış. Barış ve Çakıl hemen arkadaş olmuşlar. Çakıl, Barış’a görevinden bahsetmiş. Bu görev Barış’ın çok hoşuna gitmiş ve Barış Çakıl’a görevi için yardımcı olmayı teklif etmiş. Çakıl bu teklife çok sevinmiş çünkü Barış Çakıl’a göre hem çok daha hızlı hareket edebiliyor hem de bir seferde çok sayıda kozalak taşıyabiliyormuş. Barış, Çakıl’a her gün okuldan sonra birkaç saat kozalak taşıması için yardım etmeye söz vermiş ve o gün itibariyle bu iki arkadaş birlikte kozalakları ağaç olmayan yerlere taşımaya başlamışlar.
Bu arkadaşlık yıllar sürmüş ve orman hızlıca genişlemiş. Barış ve Çakıl’ın taşıdığı binlerce kozalak çimlenmiş ve binlerce yeni çam ağacı yetişmiş. Bu çam ağaçlarından yere yeni kozalaklar düşmüş ve bu kozalaklar da Barış ve Çakıl gibi diğer insanlar ve kaplumbağalar tarafından ağaçsız yerlere taşınmışlar. Böylece dünya kısa süre içinde kocaman bir orman haline gelmiş.