top of page

Türkiye'de Ramazan Gelenekleri - Let's learn some words and expressions in Turkish!





TRANSCRIPTION OF THE EPISODE


Herkese merhaba! Mart ayı Ramazan ayıydı. Belki biliyorsunuz, Türkiye’de de Ramazan neredeyse tüm gelenekleriyle yaşanmaya devam ediyor. Bugün size biraz bunlardan bahsetmek istiyorum. Hadi başlayalım!


2019’da yapılan ankete göre Türkiye’deki insanların %89’u Müslüman. Müslümanlar için Ramazan ayı geleneklerini sürdürmek ve ardından gelen Ramazan bayramını geleneklere uygun olarak kutlamak oldukça önemli. 


Bu geleneklerden ilki “sahurda davul çalınması”dır. Ramazan ayında insanlar 30 gün boyunca oruç tutarlar. Sabah çok erken saatte uyanarak yemek yerler, biz buna “sahur” diyoruz. Günümüzde neredeyse herkesin bir cep telefonu var ve sahur vaktinde uyanmak için davul çalan birine ihtiyacımız yok ama eskiden böyle bir imkan olmadığı için, sahur vaktinde dışarıya çıkarak ve mahalle mahalle dolaşarak davul çalan ve insanları uyandıran davulcular vardı. Genellikle onlara “bahşiş” verilirdi, yani bir miktar para. Davulcular hem davul çalar hem de kısa kısa şiirler okurlardı. Biz bu kısa şiirlere “mani” diyoruz. Şimdilerde ise insanlar, ihtiyaçları olmasa da bu geleneği yaşatmaya devam ediyorlar. Size bir mani örneği vereyim:


Karşıma fener geldi

Aklıma neler geldi

Ben börek bekliyordum

Sofraya döner geldi


Davulumu çalarım

Hayallere dalarım

Dolgun bahşiş beklerken

Avucumu yalarım


Bu manilerin anlamlarını, kelime analizleri bölümünde açıkladım, oradan bulabilirsiniz. Biz geleneklere devam edelim. 


İkinci bir gelenek ise “iftarda top atılması”dır. Yine geçmişte gerekli olan ama şimdi çok fazla ihtiyaç duyulmayan bir gelenek olmasına rağmen, iftar vaktinde top atma geleneği devam ettirilir. Eskiden şehirlerin kalelerinden top atılarak iftar vakti haber verilirken günümüzde daha çok bir ses bombası kullanılarak gelenek sürdürülüyor. 


Bir sonraki gelenek ise “pide kuyrukları”dır. Bu gelenek aslında Osmanlı döneminde başlamış ve Türkler bu geleneği bugün hala sürdürüyorlar. Ramazan ayında Türkler, akşam yemeğinde ekmek yerine pide yemeyi tercih ediyorlar. Bu yüzden de Türkiye’de, fırınlardan gelen “pide kokusu” Ramazan’ın en güçlü habercilerinden biri diyebiliriz.🙂İftar vaktine yakın, insanlar taze ve sıcak pide almak için fırınlara giderler ve doğal olarak orada uzun bir sıra oluşur. Sıcak ve taze pidesini alanlar, pide soğumadan pideyi eve götürmeye çalışırlar. 


Bir diğer gelenek ise “misafir davetleri”dir. Ramazan ayı Türkler için, tıpkı bayramlarda olduğu gibi, birbirini ziyaret etme ve buluşma ayıdır. Bazen yoğunluktan dolayı insanlar karşı komşularını bile bir ay boyunca göremezken, Ramazan ayında insanlar olabildiğince birbirlerini evlerine davet ederler ve onlara akşam yemeği yani iftar yemeği hazırlarlar. Davet edilen insanlar ise küçük bir hediye ile giderler -ki bu genellikle bir yiyecek olur, baklava, kuruyemiş ya da meyve gibi-. 


Bir başka gelenek, “mahya kültürü”dür. Mahya, camilerin iki minaresinin arasına asılan ışıklarla yazılan yazılar ya da resimlerdir. Genellikle “Hoş geldin Ramazan!” “Hoş geldin On Bir Ayın Sultanı!” ya da “Oruç sabırdır.” gibi cümleler yazılır. 


Bir sonraki gelenek “tekne orucu” geleneğidir. Tekne orucu, sabah erken saatte sahur için kalkıp yemek yedikten sonra, akşama kadar değil ama öğlene kadar tutulan oruçtur ve bu oruç sadece çocuklar içindir. Bu gelenek, hem çocukları oruç tutmaya alıştırmak hem de Ramazan ayının geleneklerini ve neşesini onlara da yaşatmak içindir. 


Bir başka gelenek “teravih namazı”dır. İslam’ın kuruluş döneminden gelen bu gelenek, hala sürdürülür. Kadınlar ve erkekler, akşam yemeğinden sonra camiye giderek hep birlikte namaz kılarlar ve dua ederler. 


Geleneklerin bir diğeri ise iftar vaktinde yemek yemeye başlamadan önce “hurma ya da zeytin yenilmesi”dir. Bu gelenek, İslam’ın kurucusu olan Hz. Muhammed’in, Ramazan ayında bu şekilde yemeye başlamasıyla gelenek haline gelmiş ve hala devam ediyor. 


Ramazan ayının olmazsa olmazlarından biri de “Güllaç”! Güllaç, sütlü bir tatlı. Yine Osmanlı döneminde, 1400’lerde yapılmaya başlanmış. “Gül” kelimesiyle ilişkisi de içerisine biraz gül suyu eklenmesidir. İnsanlar hala Ramazan ayında Güllaç tatlısını yaparlar ve yemekten sonra yerler. 


Ramazan ayının sonunda Ramazan bayramı kutlanır ve bayramdaki en bilinen geleneklerden biri, eve gelen misafirlere “çikolata, şeker ve kolonya ikram etmek”tir. Bayramdaki en neşeli anlar ise, çocukların kapı kapı dolaşarak şeker ve özellikle de para toplamasıdır. Çocuklar kapıyı çalar, bayramınızı kutlar ve sizden şeker ya da para beklerler. Elbette parayı daha çok tercih ederler! 🙂Bu yüzden bayramda insanlar, çocuklar gelecek diye evde mutlaka bozuk para bulundururlar. 


Bayramlarda devam ettirilen bir diğer gelenek de “el öpme geleneği”dir. İnsanlar, bayram kutlamalarında, kendilerinden yaşça büyük olanların elini öperler. Eğer öpen kişiler çocuksa, büyükler onlara para verir. Yine şeker ya da para toplamak için gelen çocuklar da ev sahiplerinin elini öperler, bayramlarını kutlarlar. 


İşte Türkiye’de Ramazan gelenekleri böyle… Belki siz de bu geleneklerin bazılarını sürdürüyorsunuz veya sizin ülkenizde de bu gelenekleri sürdüren Müslümanlar vardır. Hatta belki siz de bu ayda Türkiye’de bulundunuz ve bu geleneklerden bazılarına şahit oldunuz. Bunları benimle paylaşmaktan çekinmeyin! Diğer bölümde görüşmek üzere! Hoşça kalın! :)

Support Yumuşak G and get word analysesquestions and answers for all podcast episodes.

bottom of page